Amasya’da Böbrek Kitle Tespiti: Erken Teşhisin Önemi

Amasya’da Sağlık Şoku: Böbrek Kitle Tespiti

Amasya’da bir aydır devam eden öksürük şikayetiyle hastaneye başvuran 62 yaşındaki Sultan Değirmenci, yaşadığı bu sıkıntının sebebini öğrenince büyük bir şok yaşadı. Her geçen gün artan öksürükleri nedeniyle hastaneye giden Değirmenci’nin yapılan tomografi incelemesinde, sağ böbreğinin üstünde 5 santim çapında bir kitle belirlendi.

Üroloji Uzmanı Op. Dr. Ahad Safaralıyev, laparoskopik cerrahi yöntemiyle gerçekleştirdiği başarılı operasyonla, bu kitleyi sağlıklı böbrek dokusunu koruyarak aldı. Ameliyatın ardından sadece iki gün içinde eski sağlığına kavuşan Değirmenci, yaşadığı zorlu sürecin ardından “Çok öksürüyordum. Bir aydır bu sıkıntıyı çektim. Şimdiyse sağlığıma kavuştum.” şeklinde konuştu.

Böbrek Kanserinde Erken Teşhis Hayat Kurtarıyor

Böbrek tümörlerinin genellikle başlangıç evrelerinde belirgin bir hastalık belirtisi göstermediğini belirten Op. Dr. Ahad Safaralıyev, “Bu tümörler genellikle rutin kontroller veya başka nedenlerle yapılan tetkikler sırasında tespit edilir. İdrarda kan görülmesi, bel ağrısı, kilo kaybı ve iştahsızlık gibi belirtiler, böbrekte kitle varlığını işaret edebilir. Erken teşhis ve tedavi, böbrek kitlelerinin yönetiminde kritik bir rol oynar ve hastalığın ilerlemesini engelleyebilir. Bu tümörlerin metastaz yapma durumu, tedavi edilebilirliğini zorlaştırmakta ve kemoterapi ile radyoterapiye direnç göstermektedir. Dolayısıyla, böbrek kanserinin erken teşhis edilmesi hayat kurtarır.” ifadelerini kullandı.

Laparoskopik cerrahinin geleneksel açık cerrahiye göre birçok avantaja sahip olduğunu vurgulayan Safaralıyev, “Bu yöntem, daha küçük kesiler gerektirdiği için hastaların iyileşme süresi genellikle daha hızlıdır. Hastaların hastanede kalış sürelerini azaltır ve günlük aktivitelere daha çabuk dönmelerini sağlar. Laparoskopik cerrahi, daha az kan kaybıyla gerçekleştirilir, bu da transfüzyon ihtiyacını azaltır ve ameliyat sonrası komplikasyon riskini düşürür. Ayrıca, daha küçük kesilerin neden olduğu daha az doku hasarı, ameliyat sonrası ağrının azalmasına ve daha az ağrı kesici kullanımına yol açar. Bu yöntem, daha iyi kozmetik sonuçlar sağlar; çünkü kesiler daha küçük olduğundan dikiş izleri daha az belirgindir.” şeklinde konuştu.